9786050846799
709933
https://www.kasemkitap.com/tophane-i-amire-musiriyeti
Tophane-i Amire Müşiriyeti
286.00
Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethetmesi sonrasında temelleri atılan ve sonraki padişahların dönemlerinde geliştirilerek büyük bir askerî sanayi merkezi hâline getirilen Tophane-i Âmire, 1826 yılında Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması ile Topçu Ocağı olarak Osmanlı askerî sistemi içerisinde varlığını korudu. 1832 yılına gelindiğinde ise Topçu Ocağı yerini Tophane-i Âmire Müşiriyeti'ne bıraktı.
Tophane-i Âmire Müşiriyeti adlı bu eser, Müşiriyet olarak ihdas edilmesi sonrasında merkezî modern bir askerî kurum hüviyetine kavuşturulan Tophane-i Âmire Müşiriyeti'nin teşkilat yapısı ile kendisine bağlı kurum ve nezaretlerin idari organizasyonunu ilk defa bütüncül bir şekilde ele alarak konuyla ilgili yapılmış diğer çalışmalardan ayrılıyor. Yazar Dr. Pınar Çevik Azap ayrıca Osmanlı kara ordusu askerî imalat ve ithalatının gerçekleştirildiği yegâne kurum olma özelliğine sahip olan Tophane-i Âmire Müşiriyeti'nin askerî sanayiinin idaresindeki fonksiyonunu titizlikle inceliyor.
Pınar Çevik Azap, Tophane-i Âmire Müşiriyeti'nin idari yapısını incelerken, bu kurumla ilişkili çok sayıda farklı kurum ve yapı hakkında da değerli bilgiler sunuyor. Tophane-i Âmire Müşiriyeti'ne bağlı Karantina Nezareti ve Mühendishane-i Berri-i Hümayun'a ek olarak, şehrin farklı bölgelerinde yer alan topçu kışlaları, fabrikalar, askerî hastaneler, poligon-ı hümayunlar gibi dönemin simgesi hâline gelmiş bazı yapı ve tesisleri de çalışmaya dâhil ederek Tophane-i Âmire Müşiriyeti etrafında şekillenen Osmanlı askerî sanayiinin bir panoramasını veriyor ve böylelikle döneme dair bütüncül bir okuma yapma imkânı sağlıyor.
Editörün görüşü
Pınar Çevik Azap, alışılanın aksine Tophane-i Âmire Müşiriyeti hakkındaki eserinde kurumu yalnızca askerî sanayi açısından değerlendirmeyip, müşiriyetin idari yapısını da detaylı biçimde inceleyerek konuyu bütüncül bir bakış açısıyla ele alıyor. Bu anlamda Tophane-i Âmire üzerine yazılan diğer eserlerden farklı bir yerde konumlandırabileceğimiz bu eser alandaki biricikliğinin yanında çok önemli bir boşluğu da doldurmaktadır.
Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethetmesi sonrasında temelleri atılan ve sonraki padişahların dönemlerinde geliştirilerek büyük bir askerî sanayi merkezi hâline getirilen Tophane-i Âmire, 1826 yılında Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması ile Topçu Ocağı olarak Osmanlı askerî sistemi içerisinde varlığını korudu. 1832 yılına gelindiğinde ise Topçu Ocağı yerini Tophane-i Âmire Müşiriyeti'ne bıraktı.
Tophane-i Âmire Müşiriyeti adlı bu eser, Müşiriyet olarak ihdas edilmesi sonrasında merkezî modern bir askerî kurum hüviyetine kavuşturulan Tophane-i Âmire Müşiriyeti'nin teşkilat yapısı ile kendisine bağlı kurum ve nezaretlerin idari organizasyonunu ilk defa bütüncül bir şekilde ele alarak konuyla ilgili yapılmış diğer çalışmalardan ayrılıyor. Yazar Dr. Pınar Çevik Azap ayrıca Osmanlı kara ordusu askerî imalat ve ithalatının gerçekleştirildiği yegâne kurum olma özelliğine sahip olan Tophane-i Âmire Müşiriyeti'nin askerî sanayiinin idaresindeki fonksiyonunu titizlikle inceliyor.
Pınar Çevik Azap, Tophane-i Âmire Müşiriyeti'nin idari yapısını incelerken, bu kurumla ilişkili çok sayıda farklı kurum ve yapı hakkında da değerli bilgiler sunuyor. Tophane-i Âmire Müşiriyeti'ne bağlı Karantina Nezareti ve Mühendishane-i Berri-i Hümayun'a ek olarak, şehrin farklı bölgelerinde yer alan topçu kışlaları, fabrikalar, askerî hastaneler, poligon-ı hümayunlar gibi dönemin simgesi hâline gelmiş bazı yapı ve tesisleri de çalışmaya dâhil ederek Tophane-i Âmire Müşiriyeti etrafında şekillenen Osmanlı askerî sanayiinin bir panoramasını veriyor ve böylelikle döneme dair bütüncül bir okuma yapma imkânı sağlıyor.
Editörün görüşü
Pınar Çevik Azap, alışılanın aksine Tophane-i Âmire Müşiriyeti hakkındaki eserinde kurumu yalnızca askerî sanayi açısından değerlendirmeyip, müşiriyetin idari yapısını da detaylı biçimde inceleyerek konuyu bütüncül bir bakış açısıyla ele alıyor. Bu anlamda Tophane-i Âmire üzerine yazılan diğer eserlerden farklı bir yerde konumlandırabileceğimiz bu eser alandaki biricikliğinin yanında çok önemli bir boşluğu da doldurmaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.