Kur'an ve Sünnet ama Hangi Sünnet?; Nebi'nin Sünneti mi? Resul'ün Sünneti mi?

Stok Kodu:
9786056296154
Boyut:
165-245-0
Sayfa Sayısı:
492
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2015-03-19
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
2.Hamur
Dili:
Türkçe
%40 indirimli
550,00
330,00
Aynı gün kargo
9786056296154
687487
Kur'an ve Sünnet ama Hangi Sünnet?; Nebi'nin Sünneti mi? Resul'ün Sünneti mi?
Kur'an ve Sünnet ama Hangi Sünnet?; Nebi'nin Sünneti mi? Resul'ün Sünneti mi?
330.00
Muhammed (as), hem Nebi hem Resuldü (Ahzab 40). Ama ne zaman Nebi ne zaman Resuldü? Muhammed (as), kırk yaşından vefatına kadar (sürekli) Nebi idi. Ama yalnızca Allahın ayetlerini tebliğ ederken Resuldü. Bu nedenledir ki Kuran, Nebi Muhammede değil (ayetleri tebliğ eden) Resul Muhammede itaat emretmiştir. Keza itaat istenen Resul Muhammed olduğu gibi ilahi koruma altında olan, yanılmayan, hevasından konuşmayan ve örnek alınması istenen de (Nebi değil) Resul Muhammeddir. Kuran, Resul Muhammedin (Allahtan getirdiği) sözleridir. Resul, Allahın ayetlerini olduğu gibi insanlara tebliğ eder. İlave veya eksiltme yapmaz. Bu nedenle hata da yapmaz. Ayrıca hem kendisi hem de getirdiği sözler (Kuran) ilahi koruma altındadır. Bu nedenle kıyamete kadar tüm müminler Resul Muhammede itaat edebilir. Bunun için Onunla aynı dönemde yaşamaya gerek yoktur. Buna karşı, müminlerin Nebi Muhammede itaat etme imkanları yoktur. Çünkü Nebinin sözleri (yani gerçekten Ona ait olsa bile Kuran dışındaki sözleri/hadisler) ilahi koruma altında değildir. Ayrıca Nebinin kendisi de ilahi koruma altında olmadığından yanılma ihtimali vardır. Ve yaptığı içtihatları nedeniyle Nebinin bazen yanıldığı Kuran ile sabittir. Bu nedenledir ki Kuran, Sadece Kurana tabi olun ve sakın ola ki ondan başka bir rehbere tabi olmayın (Araf 3) buyurmuştur. Kuran, Kurana tabi olmak ile Resule tabi olmayı eş anlamlı kullanır. Zira Kurana tabi olan Resule tabi olarak Resule itaat etmiş olur. Resule itaat eden de Allaha. Bizden istenen de budur (Resule/Kurana tabi olmak). Kuranın, Resul ve Nebi kelimelerine yüklediği bu muhteşem fark, her iki kelime de peygamber diye tercüme edildiği/algılandığı için (maalesef) çoğu çevrelerce görülememiş ve/veya görmezden gelinmiştir. Dini konularda yaşanan ihtilafların temel nedeni Kuranın Nebi ve Resul kelimelerine yüklediği bu farkın görülememiş ve bu yüzden de sünnetin (Resul ile değil) Nebi ile ilişkilendirilmiş olmasıdır. İşte bu kitap, Nebi ile Resul arasındaki bu farkı göstermek ve dolayısıyla da sünnetin Nebi Muhammed ile değil Resul Muhammed ile ilişkili olduğunu izah etmek için yazılmıştır. Bir başka ifade ile söylersek, sünnetin tümü ile Kurana dayandığını ve hatta sünnetin Kurandan başka bir şey olmadığını ispatlamak için yazılmıştır. Bu amaçla, konular öncelikli olarak ayetlerle izah edilmiştir. Ancak hadis usulü üzerinden de bazı kritikler yapılmış ve hatta (hadis-sünnet meselesinde) Kuran üzerinden varılan sonucun aynısı hadis usulü üzerinden de elde edilmiştir. Bu bakımdan, sünneti Kuran ile temellendiren benzer bazı çalışmalar olmakla birlikte, hem muhtevası hem de metodolojisi bakımından (özellikle Kuran ve sünnet bağlamında birçok muhtemel soruyu ayetlerden delillerle cevaplaması bakımından) bu kitabın bir ilk olduğu söylenebilir.
Muhammed (as), hem Nebi hem Resuldü (Ahzab 40). Ama ne zaman Nebi ne zaman Resuldü? Muhammed (as), kırk yaşından vefatına kadar (sürekli) Nebi idi. Ama yalnızca Allahın ayetlerini tebliğ ederken Resuldü. Bu nedenledir ki Kuran, Nebi Muhammede değil (ayetleri tebliğ eden) Resul Muhammede itaat emretmiştir. Keza itaat istenen Resul Muhammed olduğu gibi ilahi koruma altında olan, yanılmayan, hevasından konuşmayan ve örnek alınması istenen de (Nebi değil) Resul Muhammeddir. Kuran, Resul Muhammedin (Allahtan getirdiği) sözleridir. Resul, Allahın ayetlerini olduğu gibi insanlara tebliğ eder. İlave veya eksiltme yapmaz. Bu nedenle hata da yapmaz. Ayrıca hem kendisi hem de getirdiği sözler (Kuran) ilahi koruma altındadır. Bu nedenle kıyamete kadar tüm müminler Resul Muhammede itaat edebilir. Bunun için Onunla aynı dönemde yaşamaya gerek yoktur. Buna karşı, müminlerin Nebi Muhammede itaat etme imkanları yoktur. Çünkü Nebinin sözleri (yani gerçekten Ona ait olsa bile Kuran dışındaki sözleri/hadisler) ilahi koruma altında değildir. Ayrıca Nebinin kendisi de ilahi koruma altında olmadığından yanılma ihtimali vardır. Ve yaptığı içtihatları nedeniyle Nebinin bazen yanıldığı Kuran ile sabittir. Bu nedenledir ki Kuran, Sadece Kurana tabi olun ve sakın ola ki ondan başka bir rehbere tabi olmayın (Araf 3) buyurmuştur. Kuran, Kurana tabi olmak ile Resule tabi olmayı eş anlamlı kullanır. Zira Kurana tabi olan Resule tabi olarak Resule itaat etmiş olur. Resule itaat eden de Allaha. Bizden istenen de budur (Resule/Kurana tabi olmak). Kuranın, Resul ve Nebi kelimelerine yüklediği bu muhteşem fark, her iki kelime de peygamber diye tercüme edildiği/algılandığı için (maalesef) çoğu çevrelerce görülememiş ve/veya görmezden gelinmiştir. Dini konularda yaşanan ihtilafların temel nedeni Kuranın Nebi ve Resul kelimelerine yüklediği bu farkın görülememiş ve bu yüzden de sünnetin (Resul ile değil) Nebi ile ilişkilendirilmiş olmasıdır. İşte bu kitap, Nebi ile Resul arasındaki bu farkı göstermek ve dolayısıyla da sünnetin Nebi Muhammed ile değil Resul Muhammed ile ilişkili olduğunu izah etmek için yazılmıştır. Bir başka ifade ile söylersek, sünnetin tümü ile Kurana dayandığını ve hatta sünnetin Kurandan başka bir şey olmadığını ispatlamak için yazılmıştır. Bu amaçla, konular öncelikli olarak ayetlerle izah edilmiştir. Ancak hadis usulü üzerinden de bazı kritikler yapılmış ve hatta (hadis-sünnet meselesinde) Kuran üzerinden varılan sonucun aynısı hadis usulü üzerinden de elde edilmiştir. Bu bakımdan, sünneti Kuran ile temellendiren benzer bazı çalışmalar olmakla birlikte, hem muhtevası hem de metodolojisi bakımından (özellikle Kuran ve sünnet bağlamında birçok muhtemel soruyu ayetlerden delillerle cevaplaması bakımından) bu kitabın bir ilk olduğu söylenebilir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat