“Bunlar, tarihten çıkarılmış küçük küçük sahneler, portrelerdir. Modeller hakikidir, şahıslar uydurma değildir. Hadiseler, yazdığım gibi cereyan etmiştir. Fakat bunlar, bir fotoğrafla çekilmiş değil, fırça ve boya veyahut kalemle yapılmış resimlerdir. Öyle zannediyorum ki, bu resimler, gençler ve halk için faydalı olabileceği gibi ‘cemiyet ilmi'nin de işine yarayabilecektir.” Reşad Ekrem Koçu'dan birbirinden renkli insan hikâyeleri: sultanlar, şehzadeler, tulumbacılar, dalkavuklar, cadılar, köçekler, cellatlar; mekânları saraylar, batakhaneler, kahveler, meyhaneler ve hiç eksik olmayan aşklar, kavgalar, yasaklar… Yazar Hakkında Reşad Ekrem Koçu, 1905 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Ekrem Reşad Bey (1877-1933), İstanbul Şehremaneti muhasebecilerinden Abdullah Reşad Bey ile Osman Paşa kızı Melek Hanım'ın oğ¬luydu. 1921'de Bursa Lisesi'ni bitiren Koçu, 1931'de İstanbul Darülfünu¬nu Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden mezun oldu. Burada ya¬şa¬mı ve eserleri üzerinde önemli etkiye sahip olan Ahmed Refik Al¬tı¬nay'ın önce öğrenciliğinde sonra da asistanlığında bulundu. 1933'te meşhur “Üniversite Reformu” birçok öğretim üyesiyle birlikte Altınay'ı da tasfiye edince hocasıyla birlikte üniversiteden ayrıldı. Emekliliğine kadar Kuleli Askeri, Pertevniyal ve Vefa liselerinde tarih öğretmenliği yaptı. 6 Temmuz 1975'te İstanbul'da öldü. Reşad Ekrem Koçu birçok kitap ve henüz kapsamlı bir dökümü dahi çıkarılmamış olan yüzlerce makale yazdı. Bunlar arasında hemen akla gelenler Kızlarağasının Piçi (1933), Hatice Sultan ve Ressam Melling (1934), Eski İstanbul'da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri (1947), Ta¬r¬i¬himizde Garip Vakalar (1952), Osmanlı Padişahları (1960), Er¬kek Kızlar (1962), Dağ Padişahları (1962), Esircibaşı (1962), For¬sa Halil (1962), Yeniçeriler (1964), Osmanlı Tarihin¬in Panora¬ması (1964), Fatih Sultan Mehmed (1965), Patrona Halil (1967) ve Kabakçı Mus¬ta¬fa'dır (1968). Ayrıca son derece özgün bir çalışma olan Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü'nün de yazarıdır. Bütün bu eserlerin yanı sıra, Koçu genellikle, büyük bir yayıncılık ve yazarlık macerası olarak anılan İstanbul Ansiklopedisi'yle özdeşleştirilir. Büyük kısmını bizzat ve bazen de takma isimler alarak yazdığı, resimlediği, kaynak bulduğu bu başeserini bitirmesi maalesef mümkün olmamış, ansiklopedi “g” harfinin ortalarında maddi yetersizlikler nedeniyle durmuştur. Koçu'nun Türk tarih yazımındaki yeri çok önemlidir. “Tarihi sevdi¬ren adam” olarak anılan hocası Ahmed Refik Altınay'ın yolundan gitti, o yolu genişletti, olağanüstü ayrıntıları yakalayan dikkat ve titizliğiyle büyük bir “hikâye etme” başarısı elde etti.
“Bunlar, tarihten çıkarılmış küçük küçük sahneler, portrelerdir. Modeller hakikidir, şahıslar uydurma değildir. Hadiseler, yazdığım gibi cereyan etmiştir. Fakat bunlar, bir fotoğrafla çekilmiş değil, fırça ve boya veyahut kalemle yapılmış resimlerdir. Öyle zannediyorum ki, bu resimler, gençler ve halk için faydalı olabileceği gibi ‘cemiyet ilmi'nin de işine yarayabilecektir.” Reşad Ekrem Koçu'dan birbirinden renkli insan hikâyeleri: sultanlar, şehzadeler, tulumbacılar, dalkavuklar, cadılar, köçekler, cellatlar; mekânları saraylar, batakhaneler, kahveler, meyhaneler ve hiç eksik olmayan aşklar, kavgalar, yasaklar… Yazar Hakkında Reşad Ekrem Koçu, 1905 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Ekrem Reşad Bey (1877-1933), İstanbul Şehremaneti muhasebecilerinden Abdullah Reşad Bey ile Osman Paşa kızı Melek Hanım'ın oğ¬luydu. 1921'de Bursa Lisesi'ni bitiren Koçu, 1931'de İstanbul Darülfünu¬nu Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden mezun oldu. Burada ya¬şa¬mı ve eserleri üzerinde önemli etkiye sahip olan Ahmed Refik Al¬tı¬nay'ın önce öğrenciliğinde sonra da asistanlığında bulundu. 1933'te meşhur “Üniversite Reformu” birçok öğretim üyesiyle birlikte Altınay'ı da tasfiye edince hocasıyla birlikte üniversiteden ayrıldı. Emekliliğine kadar Kuleli Askeri, Pertevniyal ve Vefa liselerinde tarih öğretmenliği yaptı. 6 Temmuz 1975'te İstanbul'da öldü. Reşad Ekrem Koçu birçok kitap ve henüz kapsamlı bir dökümü dahi çıkarılmamış olan yüzlerce makale yazdı. Bunlar arasında hemen akla gelenler Kızlarağasının Piçi (1933), Hatice Sultan ve Ressam Melling (1934), Eski İstanbul'da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri (1947), Ta¬r¬i¬himizde Garip Vakalar (1952), Osmanlı Padişahları (1960), Er¬kek Kızlar (1962), Dağ Padişahları (1962), Esircibaşı (1962), For¬sa Halil (1962), Yeniçeriler (1964), Osmanlı Tarihin¬in Panora¬ması (1964), Fatih Sultan Mehmed (1965), Patrona Halil (1967) ve Kabakçı Mus¬ta¬fa'dır (1968). Ayrıca son derece özgün bir çalışma olan Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü'nün de yazarıdır. Bütün bu eserlerin yanı sıra, Koçu genellikle, büyük bir yayıncılık ve yazarlık macerası olarak anılan İstanbul Ansiklopedisi'yle özdeşleştirilir. Büyük kısmını bizzat ve bazen de takma isimler alarak yazdığı, resimlediği, kaynak bulduğu bu başeserini bitirmesi maalesef mümkün olmamış, ansiklopedi “g” harfinin ortalarında maddi yetersizlikler nedeniyle durmuştur. Koçu'nun Türk tarih yazımındaki yeri çok önemlidir. “Tarihi sevdi¬ren adam” olarak anılan hocası Ahmed Refik Altınay'ın yolundan gitti, o yolu genişletti, olağanüstü ayrıntıları yakalayan dikkat ve titizliğiyle büyük bir “hikâye etme” başarısı elde etti.