9786059464833
695509
https://www.kasemkitap.com/hikmet-ayetlerinin-tefsiri
Hikmet Ayetlerinin Tefsiri
48.75
Kur'an'da kelime olarak yirmi defa, kök olarak da yüzlerce kez geçmekte olan hikmet kelimesi, Kur'ânî kavramların en önemlilerinden biri olmasının yanı sıra aynı zamanda en çok yanlış anlaşılanlardan biridir. Bu sebeple bu kavramı incelememize konu edindik.
Hikmet kelimesinin Kur'an'da, geçtiği ayetlere göre birçok manada kullanıldığını gördük. Müfessirlerce çok değişik manalarda yorumlanan bu ifadeleri sonuçta birkaç manaya indirgememizin mümkün olduğu kanaatine vardık. Kur'an'ın hikmete atfettiği bu birkaç manayı ise şu şekilde ifade edebiliriz: Hikmetin bir ilmi, bir de ameli boyutu vardır. Hikmetin geçtiği ayetlerin tefsirini yaparken bazı müfessirler hikmetin ilim boyutunu, bazıları amel yönünü vurgulamışlar, bir kısmı da bizim de katıldığımız yoruma göre, hikmetin ilim ve amelden ibaret olduğunu vurgulamışlardır. Hikmet, kişiyi güzel ameller yapmaya götüren, kişinin ahlâkının olgunlaşmasını sağlayan sağlam ve faydalı ilim ve anlayış manasındadır. Bu manasıyla hikmet, İslâm'daki iman-amel bütünlüğüyle de alâkalı bir kavramdır. "İslâm hikmet dinidir" denirse yanlış olmaz, düşüncesindeyiz. Bakara Suresi'nin 269. ayetinde "Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar" buyurulmuştur. Bu ayette hikmetin Allah tarafından dilediği kula bahşedildiğinin ifade edilmesi hikmetin îmânî boyutuna ve kişide bulunan anlayış kabiliyetiyle alâkasına, ancak akıl sahiplerinin düşünüp ibret alacağının ifade edilmesi de, hikmetin amel boyutuna işaret etmektedir.
Kur'an'a göre hikmete atfedilen ikinci ve önemli bir mana da nübüvvet ve vahyin uygulanması olan sünnettir. Ayetlerde Hz. İsa, Hz. Davud, Hz. Musa gibi peygamberlere verilen hikmetten söz edilmektedir. Bu da hikmetin, bütün peygamberlere gönderilmiş olan vahiy; ve her bir peygamberin, kendisine gönderilen vahyi uygulaması ve ilâhi kitaplarda bulunup yazıya geçmemiş olan ve vahiy ürünü olan sünnetleri manalarına geldiğini göstermektedir.
Kur'an'da hikmete atfedildiğini düşündüğümüz diğer bir mana da Kur'an ve Kur'an'da geçen hükümlerin açıklamalarıdır. Bu manasıyla hikmetin fıkıh ilmi manasına geldiği de söylenebilir.
Hikmet kelimesinin geçtiği hadis-i şerifleri incelediğimizde görüyoruz hadislerde hikmet daha çok Kur'an, Kur'an'ın tefsiri, sünnet ve fıkıh bilgisi, isabetli görüş sahibi olmak, kişiyi kötülüklerden uzaklaştıran ilim gibi manalarda kullanılmıştır. Bu manalar da Kur'an tarafından hikmet için kullanılan anlamlardandır. Çünkü bu anlamlar da genelde ilim-amel birlikteliğine işaret etmektedir.
Kur'an'da kelime olarak yirmi defa, kök olarak da yüzlerce kez geçmekte olan hikmet kelimesi, Kur'ânî kavramların en önemlilerinden biri olmasının yanı sıra aynı zamanda en çok yanlış anlaşılanlardan biridir. Bu sebeple bu kavramı incelememize konu edindik.
Hikmet kelimesinin Kur'an'da, geçtiği ayetlere göre birçok manada kullanıldığını gördük. Müfessirlerce çok değişik manalarda yorumlanan bu ifadeleri sonuçta birkaç manaya indirgememizin mümkün olduğu kanaatine vardık. Kur'an'ın hikmete atfettiği bu birkaç manayı ise şu şekilde ifade edebiliriz: Hikmetin bir ilmi, bir de ameli boyutu vardır. Hikmetin geçtiği ayetlerin tefsirini yaparken bazı müfessirler hikmetin ilim boyutunu, bazıları amel yönünü vurgulamışlar, bir kısmı da bizim de katıldığımız yoruma göre, hikmetin ilim ve amelden ibaret olduğunu vurgulamışlardır. Hikmet, kişiyi güzel ameller yapmaya götüren, kişinin ahlâkının olgunlaşmasını sağlayan sağlam ve faydalı ilim ve anlayış manasındadır. Bu manasıyla hikmet, İslâm'daki iman-amel bütünlüğüyle de alâkalı bir kavramdır. "İslâm hikmet dinidir" denirse yanlış olmaz, düşüncesindeyiz. Bakara Suresi'nin 269. ayetinde "Allah hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet verilmişse ona pek çok hayır verilmiş demektir. Ancak akıl sahipleri düşünüp ibret alırlar" buyurulmuştur. Bu ayette hikmetin Allah tarafından dilediği kula bahşedildiğinin ifade edilmesi hikmetin îmânî boyutuna ve kişide bulunan anlayış kabiliyetiyle alâkasına, ancak akıl sahiplerinin düşünüp ibret alacağının ifade edilmesi de, hikmetin amel boyutuna işaret etmektedir.
Kur'an'a göre hikmete atfedilen ikinci ve önemli bir mana da nübüvvet ve vahyin uygulanması olan sünnettir. Ayetlerde Hz. İsa, Hz. Davud, Hz. Musa gibi peygamberlere verilen hikmetten söz edilmektedir. Bu da hikmetin, bütün peygamberlere gönderilmiş olan vahiy; ve her bir peygamberin, kendisine gönderilen vahyi uygulaması ve ilâhi kitaplarda bulunup yazıya geçmemiş olan ve vahiy ürünü olan sünnetleri manalarına geldiğini göstermektedir.
Kur'an'da hikmete atfedildiğini düşündüğümüz diğer bir mana da Kur'an ve Kur'an'da geçen hükümlerin açıklamalarıdır. Bu manasıyla hikmetin fıkıh ilmi manasına geldiği de söylenebilir.
Hikmet kelimesinin geçtiği hadis-i şerifleri incelediğimizde görüyoruz hadislerde hikmet daha çok Kur'an, Kur'an'ın tefsiri, sünnet ve fıkıh bilgisi, isabetli görüş sahibi olmak, kişiyi kötülüklerden uzaklaştıran ilim gibi manalarda kullanılmıştır. Bu manalar da Kur'an tarafından hikmet için kullanılan anlamlardandır. Çünkü bu anlamlar da genelde ilim-amel birlikteliğine işaret etmektedir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.