Benim Gözümle 2; Coğrafyalar

Stok Kodu:
9786052339381
Boyut:
135-210-0
Sayfa Sayısı:
176
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-10-21
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%35 indirimli
120,00
78,00
Aynı gün kargo
9786052339381
701847
Benim Gözümle 2; Coğrafyalar
Benim Gözümle 2; Coğrafyalar
78.00
Bir İslam tarihi profesörü bakışıyla 50'den fazla ülkeyi gezmiş olan çağdaş seyyah, Mehmet Azimli'nin gezi notları... Tarihi bilgiler ve farklı yorumlar eşliğinde okurken, hem o mekanlarda gezecek hem de tarihe doğru seyahatler yapacaksınız... Yunanistan Avrupa'ya geçişlerde de yoğun olarak kullanılan bir devlet görünümünde. Selanik'teki önemli eserlerden "Taç Kapı" civarında gezerken 3 tane yaşları 15 civarında olan kız çocuğu adres sormaya çalışıyorlardı. İngilizceleri yoktu. El yordamıyla bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar ve aceleleri vardı. Biraz tahmin ederek kasten Türkçe konuştum. Bir anda sevinç çığlığıyla "aaaa Türkçe biliyor musunuz" dediler. Afgan Hazara Türklerindenmişler. Avrupa'ya sığınmaya çalışıyorlarmış. Kimlik çıkartma derdindeler. İstedikleri adreslerini öğrendim. Hızlıca giderlerken arkalarından hüzünle bakakaldım. İnsanların huzurla yaşadıkları topraklarda karışıklık çıkartacaksın. Refah, huzur içerisinde yaşayan bölgeyi savaş alanına dönüştüreceksin. Böylece hem silah satmış olacak, hem nüfus eksilecek, hem de sana lazım olan işçi statüsündeki insan ihtiyacını sana kaçarak gelen bu insanlardan sağlayacaksın. Ülkelerinde bey gibi yaşayan bu insanları çöpçülük, amelelik gibi işlerde kullanacaksın. Huzurlu topraklar/Avrupa diye caka satacaksın. Yeni dünya düzeni bu maalesef. Sudan Daha da kötüsü ve bittiğimiz nokta şu idi; kadınlar, çocuklarıyla oturmuş "birazdan pirinç dağıtılacak" diye toprak kaplarındaki suyu kaynatmaya çalışıyorlardı. Kapkara gözleriyle size bakan bu insanlara bir şey veremeden ayrılmak kadar zor bir şey daha var mı ki? Getirdiğimiz pirinçleri kalabalık sebebiyle dağıtamadan ayrıldık. Biz bitmiştik. Günlerdir açlıkla bekleyen o kara derili insanların kalbini siz düşünün. Hadislerde zikredilen "bir verip 700 sevap almak" herhalde burada geçerli olmalıdır. Ertesi gün tespit ettiğimiz 300 aile İHH merkezine geldi ve ikişer kilo pirincini aldı. Onlar yaklaşık 3 km. yol gelip ikişer kilo pirinç alırken, ben kendi adıma verdiğimiz azıcık şeyden, küçücük bir paketten utanıyordum. Ama açlık insanda hiçbir şey bırakmıyor ki. Hz. Peygamber'in tabiriyle; "açlık dinden çıkarayazdı." Nitekim yığınla insan yemek karşılığı misyonerlerin baskısıyla Hristiyanlığa geçiyormuş. Adları Hasan olup Hristiyan olanlara rastlanıyormuş Afrika'da. Doyduğunda ise tekrar Müslümanlığa dönenlerin hikayelerini dinledim burada. Dünyayı gezdim, birçok ülkeye gittim, burası kadar sefilini görmedim. Buradaki dram gibisine şahit olmadım.
Bir İslam tarihi profesörü bakışıyla 50'den fazla ülkeyi gezmiş olan çağdaş seyyah, Mehmet Azimli'nin gezi notları... Tarihi bilgiler ve farklı yorumlar eşliğinde okurken, hem o mekanlarda gezecek hem de tarihe doğru seyahatler yapacaksınız... Yunanistan Avrupa'ya geçişlerde de yoğun olarak kullanılan bir devlet görünümünde. Selanik'teki önemli eserlerden "Taç Kapı" civarında gezerken 3 tane yaşları 15 civarında olan kız çocuğu adres sormaya çalışıyorlardı. İngilizceleri yoktu. El yordamıyla bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar ve aceleleri vardı. Biraz tahmin ederek kasten Türkçe konuştum. Bir anda sevinç çığlığıyla "aaaa Türkçe biliyor musunuz" dediler. Afgan Hazara Türklerindenmişler. Avrupa'ya sığınmaya çalışıyorlarmış. Kimlik çıkartma derdindeler. İstedikleri adreslerini öğrendim. Hızlıca giderlerken arkalarından hüzünle bakakaldım. İnsanların huzurla yaşadıkları topraklarda karışıklık çıkartacaksın. Refah, huzur içerisinde yaşayan bölgeyi savaş alanına dönüştüreceksin. Böylece hem silah satmış olacak, hem nüfus eksilecek, hem de sana lazım olan işçi statüsündeki insan ihtiyacını sana kaçarak gelen bu insanlardan sağlayacaksın. Ülkelerinde bey gibi yaşayan bu insanları çöpçülük, amelelik gibi işlerde kullanacaksın. Huzurlu topraklar/Avrupa diye caka satacaksın. Yeni dünya düzeni bu maalesef. Sudan Daha da kötüsü ve bittiğimiz nokta şu idi; kadınlar, çocuklarıyla oturmuş "birazdan pirinç dağıtılacak" diye toprak kaplarındaki suyu kaynatmaya çalışıyorlardı. Kapkara gözleriyle size bakan bu insanlara bir şey veremeden ayrılmak kadar zor bir şey daha var mı ki? Getirdiğimiz pirinçleri kalabalık sebebiyle dağıtamadan ayrıldık. Biz bitmiştik. Günlerdir açlıkla bekleyen o kara derili insanların kalbini siz düşünün. Hadislerde zikredilen "bir verip 700 sevap almak" herhalde burada geçerli olmalıdır. Ertesi gün tespit ettiğimiz 300 aile İHH merkezine geldi ve ikişer kilo pirincini aldı. Onlar yaklaşık 3 km. yol gelip ikişer kilo pirinç alırken, ben kendi adıma verdiğimiz azıcık şeyden, küçücük bir paketten utanıyordum. Ama açlık insanda hiçbir şey bırakmıyor ki. Hz. Peygamber'in tabiriyle; "açlık dinden çıkarayazdı." Nitekim yığınla insan yemek karşılığı misyonerlerin baskısıyla Hristiyanlığa geçiyormuş. Adları Hasan olup Hristiyan olanlara rastlanıyormuş Afrika'da. Doyduğunda ise tekrar Müslümanlığa dönenlerin hikayelerini dinledim burada. Dünyayı gezdim, birçok ülkeye gittim, burası kadar sefilini görmedim. Buradaki dram gibisine şahit olmadım.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat